
1551-1558
yılları arasında Kanuni Sultan Süleyman tarafından imparatorluğun
gücünü ve görkemini göstermek adına inşa ettirildi. Camii ve külliyesi 7
senede bitirildi. 7 yıllık bu uzun süre Kanuni'nin canını sıkmıştı.
Sinan'ın yapıyı neden bir türlü açmadığını anlamamıştı. O sırada her
taraftan da dedikodular yağmaya başladı Sultan'a.
Kanuni
durumu kendi gözleriyle görmek için bir ikindi vakti Süleymaniye'ye
gitti. Muhteşem yapının içine girdiğinde Sinan tam da söylendiği gibi
caminin ortasında oturmuş nargilesini tüttürmekteydi. Sultan gözlerine
inanamadı. Tok sesiyle ve bütün haşmetiyle '' Bu ne iştir Mimarbaşı ''
diye haykırdı. Oysa Mimar Sinan'ın içtiği nargilede tömbeki yoktu.
İçtiği sadece suydu.
Usta
mimar, nargilenin fokurtularını dinleyerek caminin akustiğini ölçmeye
çalışıyordu. Mihraptaki imamın sesini, aynı oranda bütün camiye nasıl
ulaştıracağını hesaplıyordu. Bunun için Anadolu'nun değişik köşelerinden
65 tane dev turşu küpü getirtti. Bu küpleri içleri boş, ağızları
dışarıya gelecek şekilde kubbenin eteklerine dizdirdi.
Amacına
ulaşmıştı Mimarbaşı. Sesi, yüzlerce metrekarelik mekanın her köşesine,
en iyi şekilde yaymayı başarmıştı. Kanuni de , Sinan'ın niyetini
anlamış, ustasını hemen bağışlamıştı.
Mimar
Sinan yapının içine bir de hava koridoru inşa etti. Elektriğin henüz
bulunmadığı o yıllarda, Süleymaniye 275 dev kandille
aydınlatılıyordu.Sinan, bu kandillerden çıkan is camiye zarar vermesin
ve cemaati rahatsız etmesin diye orta kapının üzerine küçük bir odacık
yaptırdı.
Binanın değişik köşelerine açtığı oyuklardan giren islerin bu odada toplanmasını sağladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder