Bu hikayeyi okuduğunuzda, bir kere daha olumlu düşünmeyi, olumlu bakmayı ve olumlu telkinlerde bulunmanın sırrını öğreneceksiniz..
Aynı
kalp rahatsızlığıyla aynı kaderi paylasan iki yaşlı adam aynı odayı da
paylaşıyorlardı. Tek fark biri cam kenarında diğeri ise duvar dibinde
yatıyordu. Cam kenarındaki yaşlı adam her gün camdan bakarak arkadaşına
dışarısını anlatırdı.
‘Bugün deniz sakin, yine de hafif rüzgar var
sanırım çünkü uzaktaki teknenin yelkenleri rüzgarla doluyor. Park bu
sabah sakin, iki salıncak dolu iki salıncak bos, dünkü sevgililer yine
geldi, aynı yere oturup konuşmaya başladılar, elele tutuştular, ne kadar
da yakışıyorlar birbirlerine. Erguvan ağaçları ne kadar güzel açmış her
yer mor bir renk almış, erik ağaçları da beyaz çiçekleriyle onlara
eşlik ediyor. Denizin üzerindeki martılar bugünkü yemeklerini arıyorlar,
ne güzel de dalıyorlar suya’.
Günler böyle geçip
gidiyordu ta ki cam kenarındaki yaşlı adam kalp krizi geçirene kadar,
iste o anda duvar kenarındaki adam düğmeye bassa kurtaracaktı arkadaşını
ama şeytana uydu, bunca zamandır sadece dinleyebiliyordu, artık
görebilirdi de, iste bunun için düğmeye basmadı ve hemşireyi çağırmadı.
Aynı kaderi paylaştığı kişiyi ölüme gönderdi, ama o bunun haklı bir
savunma olduğunu düşünüyordu.
Ertesi gün hastabakıcılar ölen yaşlı
adamın yerine kendisini koymaya gelmişlerdi. Hemen yatağının yerini
değiştirdiler, işte o günlerdir bakmak istediği manzarayı nihayet
görecekti.
Başını kaldırdı ve pencereden baktı, gördüğü onu şok etmişti! Karşısında sadece ’simsiyah bir duvar’ vardı…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder