21 Ekim 2013 Pazartesi

Yaşanmış Komik Öykülerden...(3)



Bankacıyım. Amcamın biri 1000 YTL tüketici kredisi çekmek için şubeye geldi, sırada bekliyor. Sıra tam ona geldiğinde ise sistemin gitmesi nedeniyle 1.5 saat beklemesi gerekince bombayı patlatıyor. "Bu kadar saat şubenin önünde dilenseydim parayı toplamıştım."


Kocaman bir alkış da televizyonda film izlerken yüzen gemileri gösterip "Ay bunlar nasıl böyle suyun üstünde batmadan durur anlamam ki." diyen yengeme ve ona "Onlar film icabı öyle duruyor salak karı." cevabını veren amcama gelsin


Annemle babam tartışıyor. Tartışma esnasında annemin kafası o kadar çok karışıyor ki, kendisini aldatmakla suçladığı babama "O çocuklar benden mi??" diyor! Zaten tartışma o anda bitiyor, gülmekten tabii.


Huzurlarınızda tanesi bir buçuk lira olan atletlerin üç tanesini beş liraya almak için pazarlık eden annem ve "Abla kurtarmaz" diyen pazarcı. Alkışlarınızla efendim tencere ve kapak!



Geçen gece nöbetteyken acile 3 yaşında, para yutmuş bir hasta geliyor. Babasına ne kadar yuttuğunu soruyoruz; "1 YTL" diyor. Yapılan tetkikler sonucunda bir adet 50 Kuruş ve iki adet 25 Kuruş tespit ediyoruz. Baba bir şekilde haklı olduğu için sadece aramızda gülüşerek konuyu kapatıyoruz.



Duvarlar kağıt gibi ve yan evde olan biten aynen duyuluyor. Duştayım, yan taraf kendinden geçmiş sarsılıyor! Nefes sesleri, iniltiler vs. dayanamayıp bağırıyorum "Hoopp aile var aileee..." Cevap gecikmiyor. "Ailecek mi giriyorsunuz banyoya?"


Kızdırmak için anneme "Göğüslerin sarkmış" diyen babama annemin cevabı gecikmedi: "Benim sarkan göğüslerimi kaldırmak için özel sütyenler var ama senin sarkıp da kaldıramadığın yerin için henüz bir don icat edilmedi!" Kusura bakma babacığım ama hak ettin.


Çok sevdiğimiz dedemi kalp krizi sonucu kaybettik. Sevilen bir esnaf olması sebebiyle cenazesine oldukça büyük bir kalabalık katıldı. Biz taziyeleri kabul ederken uzun süredir görmediğim bir arkadaşım beni gördü ve geldi. "Bu kalabalık da ne böyle?" diye sorunca gayet normal bir şekilde "Dedemi kaybettik." dedim. Cevabı beni o an bile krize sokmaya yetti: ''Bu kadar insan hala bulamadınız mı?''


Sıkış tepiş halk otobüsünde ayaktayım. Arkalardan bir ses duyuyorum. "Biraz uzak durur musunuz beyefendi!" Kafalar o yöne çeviriliyor, adam cevap veriyor. "Saçmalamayın hanımefendi, aramızda 5 metre var!" Kadın bombayı patlatıyor: "Ama hissettim onu!"


Asker arkadaşımın evine akşam çay içmeye gittik. Arkadaşın babası oturduğumuz odanın bir köşesinde namaz kılarken, rükuya eğildiğinde arkadaşın yeğeni dedesinin arkasına geçip baş parmağını araya sokup "Düüt!" derken mi, yoksa dedesinin başını yana çevirip "Namaz bitsin ben senin bacagına s.çacağım!" derken mi, yoksa namazdan sonra dedesinin elinden kurtulmaya çalısan çocuk "Ama babam da anneme yapıyordu dede ya!" derken mi, dudağımı ısırmaktan kanattım bilmiyorum.


Dün gece evime giderken yolun tenhalığından olsa gerek kırmızı ışıkta geçtim. Ardından yurdum polisine alkışı hak ettiricek anons: "Bacım o geçtiğin gece lambası değildi, çek sağa."


Gecenin üçünde odamın penceresinden ölümüne sarkıp sigara içerken, yan pencereden ani bir şekilde kafasını uzatıp "Yakaladım! Hahaha!" diye bağırıp az daha düşmeme sebep olan kadın, benim öz annemdir.



Anneme, "Hayatıma giren erkekler neden bu kadar çabuk çıkıyor? Bendeki şanssızlık genetik mi?" diye sordum. "O senin bireysel salaklığın, bizi bulaştırma!" dedi. Hemen sustum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder